Dörtnala giden eserler "Beygir Gücü" sergisinde...

Dörtnala giden eserler
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Rahmi M. Koç Müzesinde açılan “Beygir Gücü” adlı sergi, hem yüzlerce tarihî nesneyle atların kültürümüzdeki yansımalarını ortaya koyuyor hem de atların yerini alan otomobillerin gelişimini... Serginin küratörlerinden Serra Kanyak “Bu sergiyi atlara bir vefa borcu olarak görmek mümkün” diyor.

Atlar maziden bugüne belki de insanoğluna en yakın hayvan oldu. Yollar atlarla aşıldı, kültürler onlarla kaynaştı. Tarihte uzun müddet göçebe olarak yaşayan Türkler içinse atın bambaşka bir manası vardı. Can yoldaşı atlar, Osmanlı devrinde de “çocuklar gibi şen” akıncılarla birlikte medeniyet taşıdı. İmparatorluğun yük atları ise insan gibi muamele görüyordu; cuma, kanunla tespit edilmiş istirahat günleriydi mesela! İnsana yoldaşlık yapan atın sanata ve gündelik hayata yansımaları da farklı oldu. Modern zamanlarda ise yağız atların yerini “demir atlar” olan otomobiller aldı…

İşte bugünlerde İstanbul’daki Rahmi M. Koç Müzesinde görülebilen “Beygir Gücü” adlı sergi, en eskisi 2 bin 200 yıllık nesne ve eserlerle atların kültürümüzdeki yerini ortaya koyduğu gibi “günümüzün atları” olan otomobillerin yaklaşık 140 senelik tarihini de gözler önüne seriyor.

MÜZENİN 30. YILINA HAS SERGİ
Çoğu iş adamı Rahmi M. Koç’un koleksiyonundan seçilen yaklaşık bin eserlerle müzenin 30. kuruluş yıl dönümüne has olarak açılan sergi, iki kısımdan meydana geliyor. Serginin bir bölümünde at figürlerinin yer aldığı tablolar, oyuncaklar, seramik eserler, kitaplar ve çeşitli nesneler görülebiliyor. Sanatçı Server Demirtaş’ın motor ve mekanik sistemler kullanarak kurguladığı hiperrealist “At” çalışması da burada ziyaretçilerle buluşuyor. Serginin diğer kısmında ise 1885’ten bugüne uzanan zaman diliminden 35 ikonik otomobil yer alıyor. 

Dört nala giden atlara dair figürlerle dört tekerlek üzerindeki otomobilleri buluşturan sergi, hızlanan hayatla birlikte modern zamanlarda neler kazanıp neler kaybettiğimizi “sessizce” ziyaretçilerine anlatıyor.

RAHMİ KOÇ, ESERLERİ KENDİSİ SEÇİYOR
Türkiye gazetesinin sorularını cevaplayan serginin küratörlerinden ve iş adamı Rahmi M. Koç’un koleksiyon sorumlusu Serra Kanyak “Rahmi Bey hem sanat hem de sanayi ile ilgili yıllardır nesne topluyor. Koleksiyonunda seyahatleri de etkili oluyor; gittiği yerlerde sokak sanatçılarını, pazarları ve antikacıları ziyaret edip sevdiği nesneleri satın alıyor. Bunu dışında müzayedeleri de bizzat takip ediyor. Aldığı bu eserlerin hemen hepsini kendi zevkine göre seçiyor” diye konuşuyor.

ATIN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ
“Beygir Gücü” sergisinin bu zengin koleksiyondan doğduğunu kaydeden Kanyak sözlerine şöyle devam ediyor: Rahmi Bey’in koleksiyonunda at figürü içeren nesnelerin fazlalığı dikkat çekiyordu. Biz de sergide bundan ilham aldık. Aslında atın insanları birleştirici bir gücü var. Eski dönemleri düşünürseniz; at uzakları yakın eden bir hayvan olmuş. At sayesinde insanlar ve medeniyetler buluşmuş. Türkler olarak da atı çok seven bir milletiz. Sadece masallarda ve hikâyelerde değil, günlük hayatta da at insanımızın yoldaşı olmuş. Bu da çeşitli sanat eserlerine ve nesnelere yansımış. Sergideki koleksiyona baktığımızda atlar; resimler, çağdaş sanat eserleri, inanç objeleri ve oyuncaklarda kendine yer bulmuş. Otomobillere kadar insan hayatında atın etkisi çok yüksek olmuş. At her ne kadar günümüzde daha ziyade hobi ve spor maksadıyla hayatımızda yer alıyor olsa da medeniyetin başından beri yanımızdan ayrılmamış bir hayvan. Bu sergiyi atlara bir vefa borcu olarak görmek mümkün.

OTOMOBİLLER SANATLA İÇ İÇE
Serginin otomobillere odaklanan kısmının küratörü Gözde Akyüz ise “Burada aslında Mercedes Benz’in geliştirdiği üç tekerlekli ikonik modelin replikasıyla başlayıp sonrasında gerçek modellerle otomobillerin bugüne gelişini kronolojik olarak anlatıyoruz. 1885’teki ilk örnekten 2024’e kadar otomobilin gelişim tarihindeki mihenk taşlarını sergiliyoruz. Bu otomobillere baktığımızda emniyet kemerinin ne zaman ortaya çıktığını, güvenlik sistemlerinin ne zaman aktif hâle geldiğini ve daha birçok değişimi de anlıyoruz” diyor.
Sergideki otomobillerin kültür tarihine yansımalarının da olduğunu dile getiren Akyüz “Otomobiller sinemanın da önemli bir unsuru. Sergide de popüler filmlerde yer almış önemli otomobiller de yer alıyor. ‘James Bond’ filmlerindeki modeller ve ‘Cars’ filmlerindeki Dodge Viper gibi araçlar görülecek. Arabalar sanatla iç içe” ifadelerini kullanıyor.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.